DEPRESYON

Gündelik yaşamda içerisinde çoğu kişi kendini zaman zaman moralsiz, üzgün, mutsuz hatta karamsar hissedebilir. Depresyonun varlığını olağan moral bozukluğundan ayırmak için farkı belirlemek önemlidir.

Bu farklar;
• Yaşam beceri standartlarının düştüğünün hissedilmesi,
• Düşünce olarak durumuyla ilgili ümitsizlik, çaresizlik ve karamsarlık içinde olunması,
• Yetersiz ve değersiz algılaması gerçekleşmesi,
• Davranış olarak toplumdan soyutlanması,
• İçe kapanılması ve durgunlaşması,
• İsteksizliğin oluşması ve zevkten uzaklaşılması,
• Bedensel olarak uykunun ve iştahının bozulması.

çinde bulunduğumuz olaylar, olgular, beklentiler, iletişimler, insanların ruh halini olumsuz etkilemektedir. Bu durum yaşamın içerinde olabilecek durumlardır. Ancak depresyon bu durumdan farklıdır. Kişinin bu durumu çözümsüz ve kendisini de yetersiz hissetmesidir. Gündelik olaylarda, morali bozulan kişi olumlu gelişmeler ile kendisini yeniden iyi hissederken, depresyonda ise olaylara bağlı olarak kendini daha iyi hissetmez. Bu nedenle tüm gündelik moral bozukluklarını veya gelip geçici umutsuzluk hallerini depresyon olarak kavramlaştırmak hatalı bir yaklaşım olmaktadır.
Depresyonun tanılanmasında, gösterilen semptomların varlığı onu bir hastalık haline getirebilir. Günümüzde yeti kaybının en fazla olduğu haslıklardan ilk üç içerisine giren depresyonun tedavi süreci mutlaka ciddiye alınmalı ve önemsenmelidir.

Bir ruhsal hastalık olarak kabul edilen depresyonun ilk incelemesi psikiyatrik, sonrasında psikoterapi süreci başlamalıdır. Tedavi sürecin farklı yolların kullanılması ve tamamlanmamış tedavi alkol ve madde kullanım sorunlarına, başka ruhsal hastalıklara da zemin hazırlamaktadır. Uzamış ve iyi tedavi edilmemiş depresyon bedensel hastalıklara da zemin hazırlamakta ve diyabet, kalp hastalıkları gibi bedensel hastalıkların gidişini kötüleştirip ölüm riskini dahi arttırmaktadır.

Ne Yapılabilir;
Her geçen gün karşılaşılma olasılığı artan depresyona her yaş grubunda sıklıkla rastlanıyor. Kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu sorunla mücadelede uzman yardımı almak, sosyal hayattan kopmamak, egzersiz yapmak ve dostlarla sıkıntıları paylaşmak büyük önem taşıyor.
Depresyon durumunda kişinin kendi başına çare aramaktan ya da kötü alışkanlıklardan kaçınması önemlidir. Ruh sağlığını güçlendirmek için ise mümkün olduğunca sosyal olmak, dost bilinen kişilerle sorunların paylaşılması gerekir. Ruh sağlığı uzmanlarından kaçınmamak, bu konuda aile hekimlerine danışmak ve yardım almak da önem taşımaktadır. Fiziksel aktivitenin, özellikle de tempolu yürüyüşün antidepresan etkisinin olduğu bilinmektedir. Akşam yemek öncesi gün batmadan yapılacak 30 – 40 dakikalık tempolu yürüyüşün uykuya geçişi kolaylaştırdığı ve antidepresan etkisi olduğu unutulmamalıdır.Kafeinli içeceklerin tüketilmemesi ve alkolden uzak durulması faydalı olabilir.