OBSESİF KOMPULTASİF BOZUKLUK (TAKINTI)
Ergenlik ikinci bir doğum sürecidir. İlk doğum fetüsün bebek oluşunu, ikinci doğum olan ergenlik ise çocuğun erişkinliğe geçişini ifade eder. Erişkinliğe geçme sürecinde olan ergende de tıpkı ilk doğum esnasında oluşan sancılar söz konusudur ve ergenler bu süreçte bir bebek kadar zayıf ve savunmasız olabilirler.
Kimlik ve benlik oluşturma çabasında olan ergenin bu dönemde karşılaşacağı ve çözüme ulaştırılmayan sorunlar bir kartopu misali, zamanla büyüyerek erişkinliğini de etkileyecektir. Sorunlara zamanında müdahale etmek ergenin ruhsal olarak sağlıklı bir birey olmasını sağlar.
İlgilendiğimiz başlıca sorunlar:
Aile ergen çatışmaları
> Arkadaş problemleri
> Sosyal anksiyete
> Okul başarısızlığı
> Yeme bozuklukları
> Okb (Takıntılar)
> Öfke Problemleri
> Panik Atak
> DepresyonDavranım Bozuklukları erapi sürecinde ergenlerin yaşadığı problemler ile baş etme becerilerini geliştirmeye odaklanılır.
ANKSİYETE BOZUKLUĞU
Normal yaşam olayları içesinde kişiyi sebepsiz ve gereksiz bir şekilde endişeye, tedirginliğe, korkuya sevk eden bir rahatsızlıktır. Anksiyete; kaygı, stres, korku, endişe, bunaltı, iç sıkıntısı, bunalım şeklinde de tarif edilmeye çalışılmış bir kavramdır. Kimi zaman hepimizde belirli dönemlerde durup dururken birdenbire karamsarlık ve bunalma hali söz konusu olabilmektedir. Kaynağı belli olmayan, anlam veremediğimiz bu hal uzun süre devam ederse anksiyete bozukluğundan şüphelenebiliriz.
Anksiyete Bozukluğu Nedir?
Bedensel belirtilerin de eşlik ettiği sebepsiz korku, kaygı, endişe halini anksiyete bozukluğu olarak tanımlanır. Ancak bu durumu yaşayan herkese hasta gözüyle bakmak doğru değildir. Belirli bir yaşam olayı veya olaylarının ardından gelişen anksiyete her insanda görülebilecek türdendir. Fakat sebepsiz bir şekilde kötü bir şey olacakmış hissi farklıdır.
Anksiyete bozukluğu artık günümüzde sık kullanılan ve bilinen bir kavram haline geldi. İletişimler içerisinde, ruhsal ifadeli konuşmalarda sık kullanılan bir kavram ve hastalık haline geldi. Tabi bu tarz ifadelerin arkasında şüphesiz bunda yaygınlık oranının yüksek olması etkilidir.
Kadınlarda daha yüksek oranda görülen anksiyete bozukluğu aslında çocukluk ve ergenlikte ilk sinyallerini vermektedir.
Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
- Huzursuzluk
- Tedirginlik
- Gerginlik
- Sıkıntı
- Daralma
- Dikkatini toplayamama,
- Çabuk yorulma
- Uyku bozuklukları
- Kolay irkilme
- Tetikte olma
- Baş ağrısı
- Baş dönmesi
- Sersemlik hissi
- Kulaklarda uğuldama, çınlama
- Bulanık görme
- Ağız kuruluğu
- Kalp çarpıntısı
- Nefes darlığı
- Göğüste basınç
- Sık soluk alıp verme
- Ağrı duyumları
Ne Zaman Yardım Alınmalıdır?
- İş ve aile hayatını etkilemeye başlamışsa,
- Günlük rutin olarak yapacak işlerimizi engelliyorsa,
- İletişimlerimize yansıyorsa,
- Gün içinde çok sık oluyorsa ve gün boyunca devam ediyorsa,
- En az 6 aydır devam ediyorsa, yardım almak gereklidir diyebiliriz.
Ayrılma kaygısını bozukluk derecesinde 4-5 yaşından itibaren konulmaya başlanabilir. Ayrılık kaygısı en çok okula başlama yaşlarında görülür. İlkokul çağında zorlayıcı etkenlere devam edebilir. Ergenler ebeveynlerden ayrılma konusunda herhangi bir kaygıyı direkt olarak ifade etmeyebilirler ancak davranışları sıklıkla bir ayrılma kaygısını yansıtır.
Ayrılık kaygısı gelişiminin zorlayıcı etkenleri;
• Çocukta ve anne-babada bağımlı kişilik yapısı
• Aşırı koruyucu kollayıcı ebeveynler
• Aile ve çocukta fiziksel hastalık
• Ailede ölüm
• Aile içi sorunlar
• Ailede ruhsal sorunlar
• Çocukta ruhsal bozukluk
• Yer-okul değişikliği
• Kardeş doğumu
• Travmatik yaşantılar
• Okulda zorbalık
Aşırı tasalanma, endişelenme hali. Kontrol edilemeyecek şekilde tasalanma ve endişelenme durumu. Kişi için önemli olan başlıca kişilerden ayrılma veya ayrılacakmış gibi olduğunda ortaya çıkar. İhtimal bile bu durumu ortaya çıkarır. Genellikle çocuklarda anne babadan ayrılma durumlarında belirir. Her ayrılma ihtimali bu aşırı tasalanma halinin tetiklenmesine sebep olur.
Değer verildiğini düşündüğü kişilerin başına kötü bir şey geleceği endişesi sürekli olarak yaşanır. Önem verilen kişilerin öleceği, hasta olacakları, başlarına kötü bir olay geleceği yönünde düşünceler kişiyi esir alır. Bu durum süreklidir. Örneğin okula gitme konusunda isteksiz olan bir çocuğa nedenini sorduğunuzda ‘Annemi çok özlüyorum’ cevabını almazsınız. Ayrılma kaygısı yaşayan çocuk ‘Annemin başına kötü bir şey gelecek’ cevabı verir.
Kaybolma, kaçırılma, kaza geçirme, hastalanma korkularının temelinde her zaman sevdiklerinden ayrılma temaları vardır. Asıl kaygı sebebi yine sevdiklerinden ayrı kalmaktır.
Farklı sebepler üretilerek evden dışarı çıkmayı reddederler ve buna karşı koyarlar.
Birlikte olmak istediği kişilerle birlikte olamamaktan duyulan korku süreklidir. Bu nedenle bu kişilerden ayrılmalarını gerektirecek her türlü aktiviteye karşı direnirler. Bununla birlikte önem verdiği kişiler yanında olmadan uyumakta isteksiz olma ve bu durumda uyumaya karşı gelme söz konusudur. Rüyalarda ise sürekli ayrılma temaları içeren kabuslar, karabasanlar görür.
Bağlandığı, önem verdiği kişilerden ayrılmanın yanında bu düşüncenin olması bedensel yakınmaları ortaya çıkarabilir.
Seçici Konuşmazlık (Mutizm) Belirtileri
Çocuğun normalde konuşuyor olmasına rağmen konuşması gerektiği belirli toplumsal durumlarda konuşamamasıdır. Bu konuşamama durumu süreklidir. Genellikle çocuklarda bu durum okulda görülür. Bu sorun nedeniyle çocuğun eğitimle ilgili başarısı düşer. En az bir ay boyunca bu durum devam ediyorsa mutizm şüphesi olur. Ayrıca okulun birinci ayında bu durum var ise Seçici konuşmazlık konusunda çok endişelenmemiz gerekmeyebilir. Muhtemelen çocuğun uyum sorunuyla ilgili de olabilir.
Özgül Fobi Belirtileri
Belirli bir nesne veya durumla ilgili korku halidir. bu kaygı veya korku belirgin bir şekilde uçağa binerken, yüksek bir yerde, köpek görüldüğünde, örümcek, fare, kan görüldüğünde veya hastanede iğne yapılması gerektiğinde net bir şekilde ortaya çıkar. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu tür durumlarda neredeyse sürekli korku ve kaygı oluşur. Bu durumlardan kaçınma, kaçınamıyorsa da yoğun korku ve kaygıyla buna katlanma söz konusudur. Korkulan durum aslında kültürel ve toplumsal olarak gerçek bir tehlike kaynağı değildir veya verilen tepki çok orantısızdır. Bu korkular 6 aydan uzun süre vardır.
Toplumsal Kaygı Bozukluğu Belirtileri
Hepimiz diğer insanların hakkımızda ne düşündüğünü belirli derecede önemseriz. Fakat başkalarınca değerlendirilmek bir korku oluşturmaya başladığında bir sorundur. Kişi, değerlendirileceği toplumsal etkileşimlerden endişe duymaya başlar. Karşılıklı konuşma, yeni insanlarla tanışma, yemek yerken başkalarının kendisini izlediğini bilme, başkalarının önünde bir etkinlik gerçekleştirme gibi durumlarda ciddi bir kaygı ve korku belirir. Dolayısıyla olumsuz değerlendirileceği yönündeki korku nedeniyle korkar. Utanç verici duruma düşme endişesi, küçük düşme korkusu, dışlanma veya başkalarını incitebileceği kaygısı bunlara örnektir. Bu korkular neredeyse her zaman vardır. Bu tür toplumsal durumlardan kaçınılır veya yoğun bunaltı ve kaygıya rağmen buna katlanılır. Bu korku gerçekle orantısız bir korkudur ve bu durum en az 6 ay boyunca vardır.
Genellikle çocuklarda sosyal fobi, korku ve kaygının yanında bağırıp çağırma, tepinme, donakalma, sıkıca sarılma, kendi kabuğuna çekilme, sosyal ortamlarda konuşamama şeklinde kendini gösterir.
Panik Bozukluğu Belirtileri
Panik bozukluk, içinde panik atak belirtilerini taşıyan rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Ancak panik bozukluğu sıklıkla panik atak ile karıştırılıp değerlendirme yapılabilir. Panik anksiyete bozukluklarında duruma göre beliren bir belirtiler grubudur.
Panik Atak Belirtileri
1. Çarpıntı, kalp hızının artması.
2. Titreme ya da sarsılma.
3. Soluğun daraldığı ya da boğuluyor gibi olma duyumu.
4. Soluğun tıkandığı duyumu.
5. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma.
6. Bulantı ya da karın ağrısı.
7. Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik ya da bayılacak gibi olma duyumu.
8. Titreme, üşüme, ürperme ya da ateş basması duyumu.
9. Uyuşmalar (duyumsuzluk ya da karıncalanma duyumları).
10. Gerçekdışılık (“derealizasyon”, gerçekdışı olma duyumu) ya da ken¬dine yabancılaşma (“depersonalizasyon”, kendinden kopma duyu¬mu).
11. Denetimini yitirme ya da “çıldırma” korkusu.
12. Ölüm korkusu.
Panik Atak ile Düşen Yaşam Kalitesi:
Beklenmedik, bir anda gelen ve tekrar eden panik atakları vardır. Bu panik atakları kısa sürede (Birkaç dakika içinde) yükselir ve panik atak belirtilerinden en az dördünü ihtiva eder. Birdenbire yoğun bir korku hissi veya iç bunaltısı, ölecekmiş veya delirecekmiş olma korkusuyla birleşir. Dolayısıyla hastanelerin acil servislerine giderler ve kalp krizi geçirdiklerini sanabilirler. Genellikle kardiyolojik tetkiklerde herhangi bir sorun çıkmaz. Kişi bu panik atakları yeniden yaşayacağı kaygısıyla daha da endişeli bir bekleyiş içine girer. Bu nedenle de birçok davranış değişikliği meydana gelir. Örneğin artık spor yapmaktan korkar veya belirli (tanıdık olmayan) durumlardan kaçınır
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve normal yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunun temel belirtisi, gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişedir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini kontrol edemezler ve buna bağlı olarak sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar.
Huzursuzluk, kolay yorulma, odaklanmakta güçlük çekme, bazı durumlar veya olaylarla ilgili olarak aşırı kaygı veya kaygı beklentisi içinde olmak, yaygın kaygı bozukluğu belirtileri arasındadır. Kişi kaygı beklentilerini kontrol edemez. Kolay kızma, kas gerginliği, sürekli diken üzerinde olma hali neticesinde uykuda da bozulmalar söz konusudur. Kişi uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte güçlük çekebildiği gibi dinlenmiş bir vaziyette uyanmaz.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve normal yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller.
Yaygın Anksiyete Bozukluğunun temel belirtisi, gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişedir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini kontrol edemezler ve buna bağlı olarak sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar.
Huzursuzluk, kolay yorulma, odaklanmakta güçlük çekme, bazı durumlar veya olaylarla ilgili olarak aşırı kaygı veya kaygı beklentisi içinde olmak, yaygın kaygı bozukluğu belirtileri arasındadır. Kişi kaygı beklentilerini kontrol edemez. Kolay kızma, kas gerginliği, sürekli diken üzerinde olma hali neticesinde uykuda da bozulmalar söz konusudur. Kişi uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte güçlük çekebildiği gibi dinlenmiş bir vaziyette uyanmaz.